Forum

Published on Mayıs 27th, 2025

0

45. yılında Çorum Katliamı ve halkın direnişi… | Hasan Aygün


Bugün, tarihin karanlık bir sayfasını daha aydınlatma ve hatırlatma günüdür. 28 Mayıs 1980 tarihinde başlayan ve 6 Temmuz’a dek süren Çorum Katliamı, sadece bir halkı hedef alan bir saldırı değil; aynı zamanda planlı, organize, devletin resmi ve sivil uzantılarıyla yürüttüğü sistematik bir imha girişimidir. Bu katliam, tıpkı Sivas, Maraş ve Dersim gibi, Türkiye’de toplumsal hafızaya kazınan en kanlı sayfalardan biridir.

Gün Sazak’ın öldürülmesini bahane eden faşist yapılar, haftalar öncesinden Çorum’da kışkırtma faaliyetlerine başlamış, Alevilere ve devrimcilere yönelik iftira dolu bildiriler dağıtarak halkı kutuplaştırmaya çalışmışlardır. Bu bildiriler, Alevilerin camilere saldıracağı yalanıyla, halkı hedef göstermeye dönük bilinçli bir propaganda sürecinin parçasıdır.

28 Mayıs’ta silahlı resmi ve sivil faşistler, özellikle Milönü semtinde kahvehaneleri tarayarak katliamın ilk kıvılcımını ateşlemiştir. Resmi kayıtlara geçen araçlar, sivil polislerin başını çektiği organize saldırılar, halkın üzerine rastgele açılan ateş ve bilinçli hedeflemeler göstermektedir ki bu bir “çatışma” değil, tek taraflı bir saldırıdır.

Ancak bu saldırılar karşılıksız kalmamıştır. Milönü, Bahçelievler, Nadık, Kale Mahallesi ve Terlemez Evleri başta olmak üzere pek çok bölgede halk, devrimcilerle birlikte barikatlar kurarak mahallelerini savunmuş, Çorum’da bir Maraş’ın, bir Sivas’ın daha yaşanmasına izin vermemiştir. Bu direniş, örgütlü devrimci yapılarla halkın omuz omuza mücadelesinin bir ürünüdür. Eğer o gün bu direniş gösterilmeseydi, bugün Çorum’da çok daha büyük bir katliamın yasını tutuyor olacaktık.

Devletin ilgili kurumlarının bu katliamdaki sorumluluğu açıktır. İçişleri Bakanlığı’nın saldırı öncesi Çorum Valiliği’ne gönderdiği “çok gizli” ibareli telgrafta yalnızca Alevi ve devrimci mahallelerin kontrol altına alınması istenmiş, bu da saldırganlara fiili bir alan açmak anlamına gelmiştir.

Katliam sırasında 57 Alevi yurttaşımız hayatını kaybetmiş, yüzlercesi yaralanmış, yüzlerce ev ve iş yeri yakılmış, yağmalanmış ve binlerce insan göçe zorlanmıştır.

Bugün, Çorum Katliamı’nın üzerinden 45 yıl geçmiş olsa da, acısı hâlâ tazedir. Çünkü aynı zihniyet, farklı coğrafyalarda farklı isimlerle varlığını sürdürmektedir. Ortadoğu’da IŞİD, Suriye’de ve Irak’ta benzer bir mezhepçi nefretle Alevi, Şii ve Ezidi halklara yönelik sistematik katliamlar gerçekleştirmiştir. 1980’de Çorum’da barikatların önünde halkı hedef alan zihniyetle, bugün Rakka’da, Hama’da çocukları ve kadınları katleden zihniyet aynıdır.

Bu nedenle Çorum sadece bir kent değil, bir direniş simgesidir. Çorum halkı, devrimciler ve Aleviler birlikte direnerek, faşizmin önüne bir set çekmiştir.

Bugün, Çorum’da katledilen 57 canımızı, barikatların arkasında bedenini siper eden devrimcileri, evini terk etmek zorunda kalan binlerce insanı saygıyla anıyoruz.

Faşizme karşı direniş meşrudur.
Unutmadık, unutturmayacağız.
Yaşasın Çorum Anti-Faşist Halk Direnişi.


Forum: Hasan Aygün / Hanau – 27.05.2025

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑