Fransa’da 5 milyondan fazla insan aşırı yoksulluk içinde yaşıyor | Ali Arayıcı
Fransa’daki ekonomik ve siyasi kriz nedeniyle, bir yandan işsizlik ve işten çıkarmalar artarken, diğer yandan Cumhurbaşkanı Macron Hükümetlerinin uyguladığı kapitalist politikalar sonucunda, krizden etkilenen toplumsal katmanların eylemleri sürüyor. Fransa’nın iç ve dış borcunun arttığı, bütçe açığının eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye yükseldiği ve enflasyonun hala yaygın olduğu bir dönemde; önemli bir sorun olan işsizliğinde arttığı görülüyor.
İşsizlik oranı 2022 sonu, 2023 başında %7,1 ile 1982’den bu yana en düşük seviyesine ulaştı. Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün (INSEE) verilerine göre, bu oran 2024 yılının üçüncü çeyreği için %7,4’tür. Yaklaşık 3 milyon iş arayan aktif nüfusun %7,5’i oranında işsizlik oluştu. Siyasi ve ekonomik belirsizlik ile birlikte, bu durumun tekrar değişebilme olasılığı vardır.
Geçen günlerde, ünlü Auchan ve Michelin mağazalarında, yaklaşık 3.700 işçinin işten çıkarılmasına yol açan planlar; konuyu yeniden manşetlere taşıdı. Bunun bir gerçek olduğunu, televizyon kanalı France Inter’e konuşan Sanayi Bakanı Marc Ferracci’de doğruladı. Bu durum, Macron’un göreve başlamasından bu yana, neredeyse tamamen ortadan kalkmıştı. Yerini tam istihdama ulaşmak, yani işsizliği %5’in altına indirmek almıştı.
5 MİLYONDAN FAZLA İNSAN
Fransa’da, 30’dan fazla derneği bir araya getiren Alerte Kolektifi, Fransız halkının %15’ini etkileyen aşırı yoksulluk konusunda kamuoyunda farkındalık yaratmak için; ülke genelinde bir kampanya başlattı. Böylece, Cumhurbaşkanı Macron’a, hükümetine ve seçilmiş yetkililere sorumluluk almaları çağrısında bulundu. Kolektif, reklam kampanyasının yanı sıra, Ulusal Meclis platformunda bir imza kampanyası da oluşturdu.
Bu bağlamda, seçilmiş parlamenterleri hükümetin eylemlerini kontrol etmek için, güçlerini kullanmaya çağırdı. Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün (İNSEE) temmuz ayında yayınladığı ve 2022 yılını kapsayan verilerine göre, Fransa’nın ana kara kesiminde 9 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bunların 5 milyonu ise, aşırı yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veriyor.
Bu önemli toplumsal olay karşısında, ayrımcılığa, horlanmaya ve dışlanmaya karşı mücadele eden Alerte kolektifi; Fransa genelinde benzeri görülmemiş bir iletişim kampanyası başlatma kararı aldı. Önümüzdeki haftadan itibaren, yaklaşık 10 Paris metro istasyonunda ve 800 otobüs durağında eylemlerini sürdürecek ve seslerini kamuoyunda duyurmaya çalışacaklar.
Alerte Kolektifi’nin amacı nedir, neden bu türden etkinlikleri başlatma gereğini duyuyor? Burada asıl amaç, ülkedeki yoksulların ne zor koşullarda yaşadığı ve günlük yaşamda karşılaştıkları damgalayıcı söylemlerin yaygınlaştığı bir dönemde; kamuoyunda yoksulluk konusunda farkındalık yaratarak farklı katmanları uyarmak ve bu konuda onları harekete geçirmektir.
İŞTEN ÇIKARMALAR
Son aylarda, işten çıkarmaların sayısında önemli bir artış oldu. Fransız Komünist Partisi’ne (PCF) yakınlığı ile bilinen Genel İş Sendikaları Konfederasyonu (CGT); hükümete sanayideki işten çıkarmalar konusunda “inkarı” bırakma çağrısında bulundu. CGT’nin bu çağrısı üzerine Arkema, Vencorex’in yanı sıra Michelin, Auchan ve Fonderie de Bretagne gibi şirketlerde çalışan binlerce çalışan; sektördeki istihdamı savunmak amacıyla Maliye Bakanlığı yakınında seferber oldu.
Kimya sektöründen yüzlerce çalışan, 22 Ocak’ta Paris’te Ekonomi ve Maliye Bakanlığı önünde bir araya gelerek hükümete; işten çıkarmaların yarattığı olumsuz etkiler konusunda meydan okudu. CGT Genel Sekreteri Sophie Binet, hükümete işten çıkarmalar konusunda “inkar etmeyi bırakma” çağrısını yeniledi. CGT, “Yeniden sanayileşme bahanesiyle işçiler çıkarılamaz” dedi.
CGT Genel Sekreteri, göstericilere yaptığı açıklamada, “Tüm uzmanlar CGT’nin gözlemini paylaşıyor: Sanayisizleşme tsunamisinin başlangıcındayız” dedi. “Yurt dışında, endüstriyel stratejisi olmayan hiçbir sanayi ülkesi yoktur” diyerek “Çin ve ABD başta olmak üzere, sanayi amiral gemilerini korumak, ulusallaştırmaktan çekinmiyorlar”. “Büyük yatırım planları var” diye ekledi.
Avrupa Komisyonu’nun (CE), Temiz Sanayi Paktı’nı 26 Şubat’ta sunması bekleniyor. CGT-Kimya Federal Sekreteri Serge Allègre, Vencorex’in kimyasal ekosistemindeki merkezi rolü göz önüne alındığında, şirketin çöküşünün sektör için “domino etkisi” yaratabileceğini hatırlatarak toplamda 5.000 kişinin işinden olacağı ve işsizler ordusuna katılacağını söyledi.
“Sanayisi olmayan bir ülke, geleceği olmayan bir ülkedir” diyen PCF’nin Ulusal Genel Sekreteri Fabien Roussel ise, “sanayimizin temel direklerini” desteklemeye geldi. CGT, Fransa’da “300’den fazla” işten çıkarma planının yürürlükte olduğunu ve “yaklaşık 200.000 kişinin işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu” tahmin ediyor.
KAPİTALİST POLİTİKALAR YÜZÜNDEN
Ulusal İstatistik Enstitüsü (İNSEE), bu yıl sonunda aktif nüfusun %7,6’sı seviyesinde neredeyse sabit bir işsizlik oranı bekliyor. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Konfederasyonu (KOBİ), bu konuda şimdilik bekle-gör politikası izliyor. Büyük patronlar yeni personel alımını planlamak için, siyasi ufkun açılmasını bekliyor. Özellikle, Bayro hükümetinin Cumhurbaşkanı Macron’un «kapitalist» ve iş dünyası yanlısı politikasını sürdüreceğini umuyorlar.
Dünya çapında, 20 kadar bağımsız yardım kuruluşunun oluşturduğu bir konfederasyon olan Oxfam; Fransa’da eşitsizliğin ve işsizliğin günümüzdeki artışının ‘temelde politik’ olduğunu söylüyor. Vergi adaleti sorunu, 2025 bütçesi tartışmalarının temel konusu olacak. Oxfam’ın, 20 Ocak’ta yayınlanan yıllık raporunda; bu konuya açıklık getiriliyor. Gelecek bütçede, yüksek gelirli kişilere uygulanacak vergi konusu da gündemde yer alacaktır.
Bu savı, eski Başbakan Michel Barnier istisnai olarak hayal etmiş olsa da, François Bayrou hükümeti bunu daha ziyade sabit vergi ile emlak vergisi (FGK) arasında kalıcı bir önlem olarak değerlendiriyor. Burada asıl amaç, birkaç milyar avroluk ek gelir elde etmektir.
Oxfam Fransa vergi adaleti ve eşitlik savunuculuğu başkanı Layla Abdelké Yakoub, “On veya on beş yıl önce, Bayrou veya Barnier gibi sağcı figürlerin vergi adaletinden bahsettiğini asla hayal edemezdik” diyor. Ancak, her şeyden önce eşitsizliklerin o kadar dayanılmaz hale geldiği anlamına geliyor ki, yürütme artık başka türlü davranamaz” diye ekliyor.
MİLYARDERLER İÇİN EK VERGİ
Oxfam’ın en son araştırmasına göre, 2024 yılına kadar dünyadaki milyarderlerin serveti 2 trilyon dolar arttı. Lüks sektörü biraz sıkıntılı bir dönemden geçerken, süper zengin Fransızların bu rekor rakamlara katılımı azımsanmayacak düzeyde. Çok gösterişli. Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün (INSEE) Fransa’ya dair son toplumsal analizi, Cumhurbaşkanı Macron’un ikinci dönemindeki politikalarının; toplumsal eşitsizlikleri derinleştirmeye devam ettiğini açıkça gösteriyor.
Sadece sosyo-mali tedbirler ele alındığında, en zengin %10’luk kesim 2023 yılında ortalama 280 avro kazanırken, tüm Fransızlar ortalama 50 avro, en yoksul %10 ise 290 avro kaybetti. Oxfam, en zengin %1’lik dilimde yer alan bir Fransız vatandaşının altı günde kazandığı paranın; en fakir yüzde 50’lik dilimde yer alan bir vatandaşın bir yılda kazandığı paraya denk olduğunu vurguladı.
Konuyla ilgili olarak Oxfam Fransız başkanı Layla Abdelké Yakoub “Acil bir durum var. Geçtiğimiz Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz bir ankete göre, Fransız halkının %78’i en zenginlerin daha yüksek vergilendirilmesinden yana olduğunu söyledi” diye amınsatıyor.
Kamu Hesapları Bakan Vekili Amélie de Montchalin’in ofisinden alınan bilgilere göre; %0,5 ile sınırlı bir orana sahip “yüksek varlıklıların katkısının” bir ilham kaynağı olacağı düşünülüyor. Diğer tüm vergiler düşürüleceği belirtiliyor. Oxfam, Maliya Bakanlığı’na 101 milyar avroluk kamu eylem kasasına girebilecek 16 adet mali ve ekolojik adalet önlemi sunması da bekleniyor.
Bayro hükümeti, ülkedeki en zenginlerin asgari bir katkıda bulunmasını sağlamadan, ek 50 milyar dolarlık tasarruf yapacağını ilan edemez. Kaçınılmaz olan “bu katkının sembolik olmaması gerekiyor». Fransız ekonomist Gabriel Zucman’ın, sol bileşenlerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi (FNP) tarafından ele alınan ilk önerisi; milyarderlerin varlıklarına %2 oranında vergi konulmasını ve karşılığında 15-20 milyar avro gelir elde edilmesini içeriyor.
Prof. Dr .Ali Arayıcı/Paris