Fransa’nın spordaki türban yasağı | Ali Arayıcı
Fransa’da, 13 Aralık 2024’te, Beşinci Cumhuriyet’in kırk altıncısı ve Emmanuel Macron’un Cumhurbaşkanlığındaki yedincisi olan Bayrou hükümeti kurulur-kurulmaz; aşırı sağcı, ırkçı ve faşist Marine Le Pen’in partisi Ulusal Birleşme Cephesi’nin (RN) desteğini alabilmek ve ona yaranabilmek için, göçmen düşmanlığı ve İslam karşıtlığı politikalara öncelik verdi.
Bayrou hükümeti, bu politikalarını sürdürebilmek için, aşırı sağcı Bruno Retailleau’yu, İçişleri bakanı olarak ataması bunun bir göstergesidir. Hükümetin aşırı sağcı İçişleri Bakanı, son altı aydır hükümet çalışmalarına ilişkin olarak 10 Nisan’da bir basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıda, bakan Bruno Retailleau, LR (Cumhuriyetçiler) başkanlığı ve Nisan 2027’de yapılacak olan devlet başkanlığı seçimleri için, adaylığının gizli-saklı kampanyasını sürdürüyor.
İçişleri Bakanı olarak “yoğunluk” içinde geçirdiği altı aydaki yaptıklarını şöyle anlatıyor : “Altı ay önce hükümete katılmaya karar verdik, öncelikle (Boyun Eğmeyenler Fransa’yı kasdederek) tamamen Mélenchon yanlısı aşırı solun hükümet kurmasını engellemek, aşırı sağ destekli bir merkez sağ hükümeti kurmak için (…)” diyerek kendini tatmin etmeye çalışıyor.
SİYASİ İSLAM İLE MÜCADELE
İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, üniversite ve ortaöğretimde türban yasağı, göçmenlik, terörizm, yabancı düşmanlığı ve islam karşıtlığı konuları başta olmak üzere, “siyasal İslam”a karşı elinden geleni yapıyor. “Charlie Hebdo” saldırısının onuncu yıldönümü arifesinde, “Le Parisien gazetesine verdiği demeçte; ’Fransa’nın yeniden vurulabileceğini” ve “Müslüman Kardeşler’in İslamcılığına karşı mücadeleyi” “en önemli önceliklerinden” biri haline getirdiğini söyledi.
Le Parisien gazetesinin 6 Ocak’taki, Ocak 2015’te Charlie Hebdo ve Porte de Vincennes’deki Hypercacher’a yönelik saldırıların anma töreninin arifesinde yayınladığı bir röportajda; aşırı sağcı, ırkçı faşist İçişleri Bakanı, “Fransa’nın tekrar vurulabileceğini” ve “İslami totalitarizme karşı mücadelenin kazanılmasından çok uzak olduğunu” belirtti.
Müslüman Kardeşler’i “köktendinciliği” yapmakla ve yaymakla suçlayan Bruno Retailleau, özellikle “kurumlarımızı ve ulusal bütünlüğümüzü tehdit eden” “siyasal İslam”ı olabildiğince hedef aldı. Umarım, “önümüzdeki aylarda en önemli önceliklerden biri, Müslüman Kardeşler’in İslamcılığına karşı mücadele olur» dedi.
Üstelik, İçişleri bakanı Bruno Retailleau, bu “köktendinciliğe” karşı mücadele etmek için, “laikliğin kapsamının spor müsabakaları veya okul gezileri gibi diğer kamusal alanlara da genişletilmesi” gerektiğini düşünüyor. Ona göre, “dini sembollere ilişkin 2004 tarihli yasa, bu faaliyetlerde de kesin olarak uygulanmalıdır: Okul gezileri duvarların dışındaki okullardır”.
Bruno Retailleau, eskortların peçeli ya da türbanlı olmak zorunluluğu yoktur. « Türban ya da peçe sadece bir kumaş parçası değildir: İslamcılığın bir bayrağı ve kadınların erkeklere göre aşağılık olduğunun bir göstergesidir” diyerek bu alanda yasal düzenleme yapılması çağrısında bulundu. Ayrıca, daha da ileri giderek özellikle üniversitelerde ve ortaöğretimde türban takılmasının kesinlikle yasaklanması çağrısını da yeniledi.
HEDEFTE GÖÇMENLER VAR
İçişleri Bakanı Bruno Retailleau’nun, öncelikleri arasında; polis gücüne daha fazla kaynak sağlamak, göçmen ve yabancıların fransız vatandaşlığına kabul koşullarını daha da zorlaştırmak ve göçmenlere yönelik İdari Gözaltı Merkezlerindeki (CRA) yer sayısını artırmak bulunuyor.
Bakan, 10 Nisan’da düzenlediği bir basın toplantısında “gelecek projelerini” ele alarak Bakanlıkta geçen son altı aylık görev süresinin bir değerlendirmesini yaptı. Bu demektir ki, Cumhuriyetçi başkan adayının, 17-18 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden birkaç hafta önce partisinin kongresi öncesinde sosyal medyadaki varlığını sürdürmesinin bir yoludur.
Bruno Retailleau, “terörizmin üreme alanının bölücülük ve siyasal İslam” olduğunu ileri sürerek ‘müslüman vatandaşlara [hükümetin] İslamcılık tarafından çirkinleştirilen dinlerine karşı değil, dinlerini çirkinleştiren siyasi bir ideolojiye karşı savaştığı’ güvencesini verdi.
Burada, söz konusu edilen konular, « kadın-erkek eşitliği, inanç ve vicdan özgürlüğü ve Fransız laikliği gibi Batı medeniyetinin birer kazanımları'”dır. Bruno Retailleau, İçişleri Bakanı olarak atanmadan önce bile, göç ve göçmen konusunda“, izlenecek strateji ve ırkçı politikası hakkında görüşlerini bildirmiştir.
Fransa’da, “kısmen de olsa İslamcılıkla bağlantılı olan göç ve terör meselesi olduğuna” dikkat çeken Bruno Retailleau, bunu sınırlandırmak istediğine işaret etti. Aşırı sağ destekli hükümet içinde tartışma konusu olan göç ve göçmen konusunda ise, şu uyarıda bulundu: “Kendi adıma, ne göç konusunda ne de kamu düzeninin yeniden tesisi konusunda bir milim bile taviz vermeyeceğim» diye ekledi.
Ali Arayıcı/Paris – 15.04.2025