Makaleler

Published on Mayıs 16th, 2025

0

Koğuşun Sağlıkçı Selver Ablası | Gül Güzel


Ağustos 2003’te tutuklandığımda, İstanbul/Bakırköy kapalı kadın cezaevinde Selver Yıldırım ile yollarımız kesişmişti. Onun varlığı koğuştakilere hep huzur ve güven veriyordu. Kasım 2002 seçimlerinde İstanbul Gazi Osman Paşa’da birlikte seçimlerde çalıştığımız arkadaşlar da seçimin hemen ardından tutuklanmış ve ağır işkencelere maruz kalmışlardı. Yağan karların içine gömülen arkadaşlar, donar duruma gelince, karların içinden çıkarılıp, işkencelerle kendilerine en ağır zulümler yaşatılmıştı. İşkenceleri gören iki arkadaşımıza eğer o zaman Selver Yıldırım, gereken sağlık desteğini vermeseydi, belki de farklı bedensel engel ve sakatlıklarla yaşamlarını idame etmek zorunda kalacaklardı. Selver, onların bu sorunlarıyla uğraşırken, kendisi de daha farklı sağlık sorunlarıyla mücadele etmeye çalışıyordu. Gürcistan’ın tutuklayıp, 1999’da Türkiye’ye teslim ettiği Selver Yıldırım, özellikle yüzündeki şarapnel parçalarından kaynaklı ağır sorunlar yaşıyordu. Ancak bu konuda hiçbir sağlık yardım alamıyor ve hareket halindeki şarapnel parçaları da daha çok gözlerinin etrafında oldukları için kas ve damarlarda hasar yaratarak, görme yeteneği gittikçe azalıyordu. Sistem de bunu bilerek, kendisini ceza içinde cezalandırırcasına asla bir tıbbi desteğe izin vermiyordu…

Kendisiyle bu konuları konuşurken, sürekli doğduğu yerlere duyduğu özlemi dile getiriyor ve en azından Maraş’ta bulunan Cezaevine gönderilmek için sürekli müracaat ediyordu. Bir gün yine bu konuyu konuşurken kendisine, ‘’heval Selver, neden ille de Maraş’taki Cezaevine gitmek için bu kadar ısrar ediyorsun? Oraya gitsen de yine dışarıları göremeyeceksin. Ha burada, ha orada içerde olduktan sonra ne değişir ki?’’ Diye sorduğumda, özlemden gözlerine dolan gözyaşlarını silerek,’’ Orada en azından doğduğum toprağın kokusunu alıp, havasını soluyacağım. Ana topraklarımın üzerinde olmanın huzurunu yaşayacağım’’ demişti. Nihayet gittiği Anayurdunda ise, 6 Şubat 2023’te gerçekleşen Maraş depreminden sonra yine o çok sevdiği topraklardan uzaklardaki cezaevine sürgün edildi…Sözü fazla uzatmadan Selver Yıldırım arkadaşın bir şiiri ve bana 8 Mart vesilesiyle yazıp, gönderdiği kartını ekliyorum.

‘’Gitmek, en kolay olduğunda

Can yaktığında kalmak,

Yıldızları getirip çarpıştırdığında yüreğinde

Ve bir kara delik olduğunda bir avuç arzu,

Kalacaksın.

Külü utanmasın diye ülkenin

Üzülmesin;

Ben kime yandım

Yakıldım kimlerce demesin

Diye kalacaksın…’’ Selver Yıldırım

****

Sevgili Güzel Hevalim merhaba,

Seni sımsıkı kucaklıyor, öpüyorum. Bugün 8 Mart. 8 Mart’ını ve Newroz’unu baştan kutluyorum. Bir sonraki yıla buluşma ve özgürlük sözleri vere vere, dilekleri tuta tuta yılları devirdik. O yüzden ben bu sefer öyle bir dilekte bulunmayacağım. Dile gelince tılsımı bozuluyor. Galiba evren sessizliği seviyor.

Mektubumu almadığını belirtmişsin. Ben de tam tersini düşünüyordum. Sen bana cevap yazmadın diye. Çünkü son ben yazdım ve bir daha cevap gelmedi. Bilemiyorum, eğer sen yazmışsan ve de bana ulaşmamışsa. Zindan da ara sıra oluyor böyle şeyler. Ya mektubun gitmez ya da gelen verilmez. Her şeye rağmen senden haber almak güzel. Bundan sonraki haberini Muş ovası lale Festivalinden alacağım(Cezaevinden çıktığımda, Muş Ovasında her yıl yapılan Lale Festivaline gideceğimi söylemiştim…) yok, ondan önce Rojava var. Sen ordan resim çek, gönder. Biz de burada kıskanalım. Neyse, bizim kıskanmalarımız hep böyle olsun. Muhtemelen bu kartı aldığında gidip dönmüş olacaksın. Tarih belirtmemişsin ama yazından, yakın zamanda gideceğini hissettim. Burada, erkek arkadaşların yanında sekiz Rojava’lı arkadaş var. Biz sevinçten koşuyoruz ama onlar kelimenin tam anlamı ile uçuyorlar. Öyle coşkuyla, mutlulukla bahsediyorlar ki… ilk defa Rojava’lı arkadaşları böyle mutlu, böyle kendine güvenli görüyorum. Eskiden kuzeyli arkadaşların arasında biraz misafir gibi dururlardı. Şimdi öyle değil. Devrim yapmış bir coğrafyanın çocuğu olmanın gururu onları ev sahibi yapmış. Rojava gerçekten halkımızın kimyasını olumlu anlamda değiştirdi. Belki de halk olarak ilk defa bir şeyi, hem de kimseye nasip olmamış güzellikte başarmış olmamızdandır. O yüzden sen git ve biz kıskanalım. Eğer daha gitmemişsen de selamlarımızı da götür lütfen. Bizi ne kadar mutlu ettiklerini, gururlandığımızı söyle. Yolun açık olsun.

Hala on arkadaşız burada. Gündemimiz daha çok seçim. Bazı yerler için arkadaşlar tatlı sözü veriyorlar. ’’Şurayı alırsak tatlı ısmarlarım’’ diyorlar birkaç arkadaş. Tabii sizin de temel gündeminiz budur. İlk defa özgürlüğün de özerkliğin de bu kadar yakın olduğunu hissediyorum. Üzerimizdeki kapılar açılsa da açılmasa da…

Sen nasılsın? Kızın vardı. O nasıl? Neler yapıyorsunuz? Sanırım pek sabit kalmıyorsun, hep geziyorsun. Arkadaşları görüyorsun değil mi? Farklı yaptığın birşey var mı? Sağlığın nasıl? Yaşamı seviyorsun ve dolu dolu yaşıyorsun.

Durumumuzu sormuşsun. İyiyiz. Yoğunuz. Jinoloji ile ilgili bazı yazı çalışmaları yaptık. Şimdi odaca bir dergi çıkarmak için çabalıyoruz. Daha doğrusu erkek arkadaşlar çıkarıyor, biz de her yılın ilk üç aylık sayısını alıyoruz. Bir arkadaş bu hafta babasını kaybettiği haberini aldı. O biraz odanın havasını ağırlaştırdı. Biz iki arkadaş dışında hepsi KCK’den. Biri bile ciddi bir delile dayanarak yatmıyor. Güzel olan şu ki, hepsi ilk geldikleri zamankinden çok daha güçlü. Bunun ne demek olduğunu da sen biliyorsun.

Seninle birlikte kaldığımız zamanları iyi değerlendiremediğimizi düşünüyorum. O zamanın dağınık atmosferi demek ki bizi de etkilemiş. Bunu insan zamanla fark ediyor. Hakkını veremedik. O gençlerden bazıları güzel devam ettiler, bazıları savrulup gitti. Ve ben bunun duygusunu içimde hep hissettim.

Şimdilik bunları yazayım. Yine bir lale gönderiyorum ama nerenin lalesi bilmiyorum. Zap’ın da rengarenk çok güzel laleleri vardı. İnsan içinde iken değerini o kadar bilmiyor.

Seni sımsıkı kucaklıyor, o yaşam dolu yüreğinden öpüyorum. İyi olman dileğiyle…

Selam, sevgi ve saygılarımla. Not: Bir resim gönder.

Selver Yıldırım, 08.03. 2014,

Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevi Mektup Okuma Komisyonu GÖRÜLDÜ


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 16.05.2025

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑