Küba’da rejim karşıtı önde gelen iki muhalefet lideri tutuklandı | Ali Arayıcı
ABD emperyalizmi, Küba rejimini devirmeye yönelik çabalarından yaklaşık 63 yıldır vaz geçmiyor. ABD adına ajanlık yapan ve onun adına çalışan, bugünkü rejime muhalefetin önde gelen isimlerinden José Daniel Ferrer ve Felix Navarro, 2025’in Ocak ayında kendilerine tanınan şartlı tahliyenin iptal edilmesinin ardından; 29 Nisan’da tekrar tutuklanarak cezaevine konuldular.
Komünist yönetime muhalefet olan 54 yaşındaki José Daniel Ferrer ve 72 yaşındaki Felix Navarro, adanın eski ABD Başkanı Joe Biden tarafından ABD’nin teröre destek veren ülkeler kara listesinden çıkarılmasının ardından; Vatikan ile müzakere edilen ve 553 Kübalı mahkumun serbest bırakılmasını öngören bir anlaşma kapsamında serbest bırakılmıştı. Dana sonra, ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, Küba’yı yeniden bu listeye dahil etti.
Bu bağlamda, Yüksek Mahkeme ise, önde gelen iki muhalifin davasına atıfta bulunarak tutukluluk yerlerini belirtmeden yaptığı basın açıklamasında; “tabi oldukları denetimli serbestlik süresi boyunca kanunla belirlenen koşulları yerine getirmediklerinden dolayı, 553 kişilik grup içinde bulunan iki hükümlünün koşullu tahliyesini” iptal ettiğini duyurdu.
YURTSEVERLER BİRLİĞİ
José Daniel Ferrer’in, 16 Ocak’ta Santiago de Cuba kentinde koşullu olarak serbest bırakılmıştı. Küba’da komünist rejime karşı yğrğtğlen muhalefetin en önemli hareketi olan Küba Yurtseverler Birliği (Unpacu) hareketinin kurucusu ve adada demokratik değişim için barışçıl mücadelenin savunucusu olduğunu burada anımsatmak gerekiyor.
ABD’de yaşayan kız kardeşi Ana Belkis Ferrer, X sosyal ağında, 29 Nisan sabahı güvenlik güçlerinin muhalifin evindeki “Unpacu’nun ana merkezine saldırdığını” ve José Daniel Ferrer, eşi ve çocuklarının yanı sıra, örgütünden bazı aktivistleri “bilinmeyen yerlere götürdüklerini” duyurdu. Daha sonra, muhalifin eşi ve oğlu “birkaç saat” tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
Üstelik, José Daniel Ferrer, 11 Temmuz 2021 tarihinde de Küba’yı derinden sarsan tarihi hükümet karşıtı protestolara katılmaya çalışırken hapsedilmişti. Bu süreç içinde, mahkeme tarafından koşullu tahliyesi sona erdirildi. Böylelikle, 2020’de almış olduğu dört buçuk yıllık cezayı tamamlaması için, tekrar cezaevine gönderilmesi sağlandı.
KOMÜNİST REJİMİ ELEŞTİRMEK
Küba Yüksek Mahkemesi, José Daniel Ferrer’in iki mahkeme celbine katılmadığına işaret ederek şartlı tahliyesini tekrar iptal etme kararını gerekçelendirmesi. Ayrıca, mahkeme “José Daniel Ferrer’in sadece gelmemekle kalmadı, aynı zamanda (…) sosyal ağlarda, yasalara açıkça meydan okuyarak ve ihlal ederek, yargı makamının önüne çıkmayacağını duyurdu” diye ekledi.
Üstüne üstlük, serbest bırakılmasından bu yana muhalif liderler, yerel ve ulusal basında, sosyal medya ağlarında komünist rejimi yermek ve kötülemekle kalmadı. Bu sistemi olabildiğince yerden yere vurarak yetkililere meydan okuyup eleştirmeye başladılar
Bu arada, muhalif lider José Daniel Ferrer evinde, yurtdışında yaşayan Kübalılar tarafından finanse edilen ve ihtiyaç sahiplerine yemek sağlayan bir kantin-restoran kurduğunu burada anımsatmak gerekir. Fransız Basın Ajansı’na (AFP) verdiği demeçte, bazı sakinlerin açlığını ve yoksulluğunu vurguladığı için, resmi yetkililerin sosyal aktivizmini takdir etmediğini söylemişti.
ABD’NİN «PARALI ASKERLERİ »
2003 yılında, Küba’da yaşanan “Kara Bahar” olaylar sırasında tutuklanan, Vatikan ile yapılan anlaşma uyarınca 18 Ocak’ta serbest bırakılan ; Havana’ya yaklaşık 100 km uzaklıkta yaşayan Felix Navarro’nun şartlı tahliyesi de “ceza infaz hakiminden izin almadan yedi kez bulunduğu yeri terk ettiği” gerekçesiyle iptal edildi. Muhalif politikacı Manuel Cuesta Morua, X sosyal ağı üzerinde yaptığı açıklamada, “sabah 6.30’da evinde tutuklandı (…)” dedi.
Muhalefetin önde gelen bu iki lideri, 2003 yılında muhalefete karşı bir baskı dalgası olan “Kara Bahar” sırasında tutuklanan ; 75 muhalif arasında bulunuyordu. Bu kişiler, 2011 yılında serbest bırakıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı, sözcüsü Tammy Bruce aracılığıyla “Kübalı yurtseverlere” yönelik “acımasız muameleyi ve haksız tutuklamayı” kınadığını dile getirdi.
Bunun yanında, Yüksek Mahkeme iki muhalif önderin, Kasım 2024’ten bu yana, görevde olan “Küba’daki ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Mike Hammer ile kamusal bağlantılarını sürdürdüklerini” belirtti. Bu bağlamda, ABD diplomatının, yeni yılın başından bu yana Karayiplerin en büyük adasının farklı kentlerinde çok sayıda muhalifi ziyaret ettiği biliniyor.
ABD emperyalizmi, Küba yönetimini devirmek için, devrim karşıtı unsurlar başta olmak üzere, bütün muhalefet güçlerini ayaklandırmaya ve silahlandırmaya çalışıyor. Havana’daki ABD Büyükelçiliği, 20 Nisan’da yaptığı açıklamada, 29 Nisan’da (Pazartesi günü) Santa Clara kentinde ; 2010 yılında AB’nin Sakharov insan hakları ödülünü kazanan muhalif Guillermo Fariñas ile bir araya geleceğini duyurmuştu.
Küba Dışişleri Bakan Yardımcısı Carlos Fernandez de Cossio, X sosyal ağı üzerinde İngilizce olarak yaptığı açıklamada “Küba’nın Havana’daki ABD baş diplomatının Kübalıları ülkelerine karşı harekete geçmeye teşvik eden bir aktivist olmasına (…) itiraz etme hakkı var mı (…) İşte soru bu” dedi. Küba yönetimi siyasi tutukluların varlığını kesin olarak reddederek muhaliflerini ABD adına çalışan ve hizmet eden ajanlar ve maaşlı “paralı askerleri” olmakla suçluyor.
Prof. Dr. Ali Arayıcı/Paris – 04.05.2025