Milletvekili Karaca: Göçmenlerin verdiği bilgiler Bakanlığı yalanlıyor 🎥►
EMEP Milletvekili Karaca, Harran GBM’deki yaşananları bir kez daha gündeme taşıdı. Karaca, 1,5 yaşındaki çocuğa ilişkin yalanlama metni yayınlayan İçişleri Bakanlığına fotoğraflarla sorular yöneltti. Karaca, sınır dışı edilen mülteci hakları savunucusu Taha Elgazi için de TBMM’de açıklama yaptı.
Elif Ekin Saltık – Evrensel
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Şanlıurfa’daki Harran Geçici Barınma Merkezi’nde yaşananları bir kez daha gündeme taşıdı. Konuya ilişkin TBMM’de basın toplantısı yapan Karaca, 1,5 yaşındaki çocuğa ilişkin yalanlama metni yayınlayan İçişleri Bakanlığına fotoğraflarla sorular yönelterek Bakanlığı göreve çağırdı.

Türkiye’nin göçmen politikalarına karşı eleştiriler sunan Karaca “Ortadoğu’nun fatihi Erdoğan ve onun sahte zaferinin ortakları, Suriye’nin muzafferi pozlarına göçmen ve mültecileri fon müziği yapıyorlar. Özellikle Colani’nin başa geçtiği yeni Suriye yönetiminden beri her fırsatta göçmen ve mültecilere ev sahipliği yapmakla övünüyorlar. AKP’nin hamaset ve gerçeğin yanından geçmeyen sözlerle maskelemeye çalıştığı politikalarının en sarih örneklerinden olan göçmen politikası, her gün bir başka yüzüyle ortaya dökülüyor” ifadelerini kullandı.
“Geri Gönderme ve Geçici Barına Merkezleri 21. yüzyılın esir kamplarıdır”
Göçmen ve mültecilerin bu her alanda insanlık dışı muamele yaşadıklarını belirten Karaca, geri gönderme merkezleri ve geçici barınma merkezlerini “21. yüzyılın esir kampları” olarak niteledi. Şiddet, açlık, hastalık, intihara sürükleme ve tecavüz dahil her türlü insanlık dışı muamelelerin yaşandığı bu merkezlerin yönetiminin denetime açık olmadığını vurgulayan Karaca “Avrupa Birliğinden alınan milyonlarca euroluk fonlarla işletilen bu merkezler; İçişleri Bakanlığının hizmete özel gizli genelgeleriyle yönetiliyor. Buralarda tutulan insanlar çoğu zaman hangi gerekçeyle tutulduklarını bile bilmiyor. Ailelerine, avukatlarına erişemiyorlar. Her biri bir diğerinden beter olan bu dipsiz kuyulardan dışarıya ses ulaştırmak çoğu zaman sınır dışı edilmeye ve bazen de ölümü göze almaya eş.” dedi.
Göçmenlerin verdiği bilgiler Bakanlığı yalanlıyor
Göçmen ve mülteci hakları kurumları, sağlık ve hukuk örgütleri, insan hakları savunucuları ve muhalefet milletvekillerinin bu merkezlerde yaşananları gündeme getirmeye çalıştığına değinen Karaca, buralarda tutulan insanlara yapılanların son bulması için mücadele edildiğini ifade ederek; İçişleri Bakanlığının konuya kayıtsız kaldığını belirtti.
Kendisinin gündeme taşıdığı Harran Geçici Barınma Merkezi’nde 1,5 yaşındaki bebeğe süt verilmemesi olayına yanıt veren İçişleri Bakanlığının yanıtına da değinen Karaca “Bebeğin babası bize ulaşarak durumu anlattı ve bir soru önergesi ile gündem ettik. Ülke genelinde yankı uyandıran bu olay sonrasında Bakanlık açıklama yaparak ihtiyaçların karşılandığı ve eşle görüştürmeme bilgisinin de ‘asılsız’ olduğunu söyledi. Oysa ki haberlerin yayılmasından sonra çocuğa süt ve bebek bezi verildiğini, eşle de görüştürülmediğini çok iyi biliyoruz. Neyse ki tepkiler üzerine kadını ve çocuğu bırakmak zorunda kaldılar.” dedi.
Bakanlığın yaptığı açıklamadaki “Tüm geçici barınma merkezlerinde barınma ve sağlık hizmeti, temizlik ve hijyen malzemelerinin dağıtımı, kıyafet temini, çocukların ihtiyaçlarına yönelik süt, mama, bez vb. ihtiyaçların karşılanması gibi her türlü hizmete erişim sağlanmakta” ifadelerine de değinen Karaca “Tam tersine; bütün merkezlerde korkunç yaşam ve sağlık koşulları mevcut olmasına rağmen özellikle Harran GBM için durumun daha vahim olduğunu biliyoruz. Harran’da özellikle küçük çocukların olduğu kampın hijyen durumu içler acısı. Çocukların genel sağlık koşulları zaten iyi değil ama yaygın hastalık cilt hastalıkları ve uyuz.” diyerek çocukların fotoğraflarını paylaştı.
Fotoğrafların geçen ay Harran’da çekildiğini belirten Karaca “Aylık bebeklerin her yerini tahtakuruları ısırmış. Doktora, ilaca erişim yok. Çocuklar çıplak ayaklarla, kıyafetsiz ve kuru ekmeklerle yerde oturuyor. Bakanlık bunlara ne diyecek? Çok merak ediyoruz.” diye sordu.
Hijyen, beslenme, doktor yok; hastalık, şiddet, açlık var
Harran’da tutulan göçmen ve mültecilerin kendisine ulaşarak yaşadıklarını anlattığını ifade eden Karaca, Harran Geçici Barınma Merkezi’nin durumunu şöyle aktardı ve Bakanlık’tan bunlar için de açıklama istedi:
- Tuvaletler ve banyolarda muslukların çoğu bozuk.
- Yatak yok, yorgan ve yastıkların hepsi eski, kirli ve hastalık bulaştırıcı.
- Yemekleri hiç iyi değil ama herkes açlıktan mecbur yemek zorunda kalıyor.
- Çocukların düzenli bir doktor takibi yok. İlaca erişim yok.
- Geri gönderme belgesini imzalamak veya parmak basmak için çok baskı var.
- Son süreçte özellikle hastanede doğum yaptıktan sonra çokça Suriyeli kadın merkeze getiriliyor ve yeni doğan çocuklar için hiç uygun bir yer değil.
- Ses çıkaran ve itiraz edenlerin üzerinden ciddi baskı ve tehdit var. “Hücreye atarız seni” diye bir tehdit sistemi kullanılıyor. Mülteciler, “oradaki hücreler çok korkunç” diyerek deneyimlerini paylaşıyor.
Tecavüzcü memurların terfi ettirildiği iddiası yanıtsız kaldı
Geçtiğimiz aylarda yine Harran GBM’de göçmen ve mülteci kadınlara tecavüz edildiği, tecavüze direnenlerin sınır dışı edildiği, tecavüzcü müdür yardımcılarının terfii ettirildiğine dair haberleri gündem ettiğini ifaden eden Karaca “İçişleri Bakanına sormuştuk. Bir cevap alamadık. Peki Bakanlık bunlara da ‘asılsız’ diyecek mi? Merakla bir yanıt istiyoruz ancak esasen ısrarla da bir eylem bekliyoruz. Göçmen ve mültecilere yapılan ev sahipliğiyle övünen AKP iktidarının İçişleri Bakanlığını; intiharların, tecavüzlerin, şiddetin eksik olmadığı; özellikle çocukların hastalık ve açlıktan hayatlarının risk altına girdiği her bir merkez için açıklama yapmaya davet ediyoruz. Her bir soruya yanıt vermeye çağırıyoruz. İnsanlık onuruna aykırı bu merkezler bir an önce kapatılmalıdır!” şeklinde kaydetti.
SEVDA KARACA, TAHA ELGAZİ’NİN SINIR DIŞI EDİLMESİNİ GÜNDEME TAŞIDI: “Göçmen ve mültecilere uygulanan muğlak ve keyfi kodlar kaldırılmalıdır”
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, gözaltına alınıp kod “G-207” ile sınır dışı edilen mülteci hakları savunucusu Taha Elgazi için TBMM’de açıklama yaptı. Karaca “göçmen ve mültecilere uygulanan muğlak ve keyfi kodlar kaldırılmalıdır” dedi.
Göçmen ve mülteci hakları savunucusu Taha Elgazi, geçtiğimiz günlerde “adres teyidi” gerekçesiyle gözaltına alınıp ardından geri gönderme merkezine gönderilmişti. Elgazi’nin ardından eşinin de GGM’ye gönderilmesinin ardından çift sınır dışı edilmişti.
“İKTİDARIN HOŞUNA GİTMEYEN HER SÖZ TEHLİKE İLAN EDİLİYOR”
Konuya ilişkin basın toplantısı düzenleyen EMEP Milletvekili Sevda Karaca “Taha Elgazi gözaltına alındıktan sonra nereye götürüldüğü uzun süre öğrenilemedi. Eşi ne bilgi alabildi ne de avukatı. Günlerce yoklukla, belirsizlikle baş başa bırakıldılar. Sonra ne oldu? Elgazi’ye ‘G-207’ adı verilen bir idari tahdit kodu uygulandığı öğrenildi. Bu kod, ‘provokatif eylem şüphesi’ demek. Yani iktidarın hoşuna gitmeyen her söz, her hak talebi ‘tehlike’ ilan ediliyor.” dedi.
Taha Elgazi’nin ne yaptığını soran Karaca “AKP’nin göçmen ve mülteci politikalarını eleştirdi, çocukların eğitim haklarını savundu, emeği sömürülen göçmen işçilerin yanında durdu, öldürülen mültecilerin faillerinin peşine düştü, AKP’nin propagandasını yaptığı ‘mültecilere ev sahipliğinin’ gerçek yüzlerini konuştu. Tam da bu yüzden hedefe alındı. Önce vatandaşlığı iptal edildi ve sonra sınır dışı edildi.” dedi.
GGM’DE KALMAMAK İÇİN “GÖNÜLLÜ” SINIR DIŞI
Taha Elgazi’nin TBMM’ye defalarca gelerek her siyasi partiden vekille konuya ilişkin görüştüğünü belirten Karaca, “Yani buradaki birçok kişiden daha fazla bu ülkenin demokratik işleyişine güvendi. Ama bu devlet ona ne yaptı? Vatandaşlığını iptal etti. Gözaltına aldı. Avukatına bilgi vermedi. Geri gönderme merkezine kapattı. Ve sonra eşini de gözaltına aldı. Beraber GGM’ye götürdü.” dedi.
GGM’den çıkartıldıktan sonra yazılı açıklama yapan Elgazi’nin “GGM’de kalmamak için gönüllü geri dönüş belgesini imzaladım.” sözlerini hatırlatan Karaca, “Çünkü GGM’lerde ne yaşandığını hepimiz biliyoruz, yıllardır tanıklık eden Elgazi çok daha iyi biliyor: Hukuksuzluk, baskı, psikolojik işkence ve sessizleştirme.” dedi.
Karaca, Emek Partisi’nin taleplerini şu şekilde sıraladı:
- G-207 gibi muğlak ve keyfi idari kodlar kaldırılmalıdır.
- GGM’ler derhal denetime açılmalı, kapalı kapılar ardında yaşananlar kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
- Taha Elgazi ve eşiyle ilgili tüm süreç hakkında İçişleri Bakanlığı açıklama yapmalıdır.
- Vatandaşlık hakkı siyasi cezaya dönüştürülemez.