Makaleler

Published on Ekim 30th, 2024

0

Ömürden hep bir gün geçip, giderken | Gül Güzel


Ömrüne çok şey sığdıran avukat Mahmut ALINAK’ın kurduğu Muhamed QAZİ müzesi- kütüphanesi, 14.08.1993 Digor katliamı (6’sı çocuk 17 kişinin öldürülmesi, 63 kişinin yaralanması) anıtı, Anadilde eğitim projeleri, Esaret Zincirlerini kırma sivil itaatsizlik eylemi ve dahasını siz okurlarımız için hazırladığım bir yazı.

Mahmut Alınak ile tanışmamız yapılan parlamento seçimlerindeki çalışmalarımla sınırlı. Ancak, hem milletvekilliği hem de hukuksal çalışmalarından dolayı hep uzaktan iyi bir takipçisi oldum. Sosyal medya üzerinde yaptığı dayanışma çağrısı ile Digor’da yapmaya başladığı Muhamed QAZİ müzesi ve kütüphanesi için kitap bağışı nedeniyle yolladığım,’’DENGEN Jİ ZİNDANAN – ZİNDANLARDAN MEKTUP VAR’’ adlı kitaplarımı kendisine yollamam üzerine irtibata geçme ve yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi alma imkanım oluştu.

Bu günlerde Esaret Zincirlerini kırma sivil itaatsizlik eylemi konusunda oldukça yoğun bir hareketlilik içinde ve bir yazısından dolayı ifade vermesi için çağrıldığı Kars’taki Savcılığa gitmeme-sivil itaatsizlik eylemi içinde olan Av. Mahmut Alınak bu konuda,’’ DEVLET VE KURUMLARI BİLSİNLER Kİ, ONLARIN ADALET KATİLİ KILIÇLARINA BOYNUMU UZATMAYACAĞIM, DİRENECEĞİM. Kars’taki mahkemenin de bir hafta içinde yani 4 Kasım 2024 günü savcılıkta ifade verme kararını onayladığı Mahmut Alınak, eğer bu sefer de ifade vermek için savcılığa gitmezse, güvenlik güçleri tarafından tutuklanarak, zorla ifade vermeye götürülecek. Bütün bunlara sebep olan duruma dair,’’ bir makalemde, AKP can suyunu savaştan alıyor! dediğim için Tayyip Erdoğan’a hakaret etmekten beş gün önce  hakkımda zorla getirme kararı verildi. Savcılık da başka bir makalemde, “Onur söz konusu ise, ölüm bir çocuk oyuncağıdır. Maxmur’a ölüm yolculuğuna çıkmalıyız,” dediğim için soruşturma başlatıp beni ifade vermeye çağırdı’’diyor ve ancak ben hukuksuzluk ve hak gaspı karşısında sivil itaatsizlik hakkımı kullanarak ifade vermeye gitmedim. Savcılık da 26.10.2024’te tebligat yaptı, bir hafta içinde ifade vermeye gitmezsem, polisler beni yakalayıp zorla götürecekler. Elbette ki gitmeyeceğim. Zorla götürüldüğümde de sivil itaatsizlik hak ve görevim savcılıkta ve duruşma günü mahkemede de devam edecek. Bunun nasıl olacağı zamanla görülecektir.  Söylediğim gibi, hak gaspı ve hukuksuzluk karşısında sivil itaatsizlik meşru bir hak ve görevdir. Bu hakkı kullanmak da tarihi bir borçtur’’diyor ve devamla, bu günlerde başka bir heyecan daha yaşıyoruz. Köyümüzde bir müze ve kütüphane kuruyoruz. Kütüphanemizden küçük, büyük her kes faydalanabilecek. Köylümüz olsun veya olmasın tüm her kes, dostlarımız sevdiklerini müzemizde fotoğrafraflarıyla ölümsüzleştirebilecek. Böylece gelecek kuşağa bir not bırakmış olacağız.

Mahmut Alınak’a dair

Kars’ın Digor ilçesine bağlı Mewreg köyünde 1952 yılında doğdu. Uzun yıllar avukatlık ve iki dönem TBMM’inde HEP, DEP Şırnak ve Kars milletvekili olarak bulundu. Düşünceleri nedeniyle onlarca defa cezaevine girdi. Yayınlanmış bir çok kitabının yanısıra, 12 Eylül döneminde yargılanıp, cezaevinde kalan Alınak, 2011 yılının Aralık ayında da KCK soruşturması kapsamında yine tutuklandı. Kandıra Cezaevinde tutuklu kalan ve o dönemde çıplak arama işkencesine maruz kalan Alınak, 18 Temmuz 2012’de tahliye oldu. Cezaevlerindeki çıplak arama işkencesi ve hak ihlallerine dikkat çekmek için 25 Ekim 2023 tarihinde, Kandıra Cezaevini ‘’Mezar evi’’ olarak nitelendirmiş, çıplak arama işkencesi ve cezaevlerindeki hak ihlallerne karşı Kandıra F Tipi Cezaevi önünde kurduğu çadırda 3 günlük,’’İnsan hakları nöbeti’’ protestosunu sürdürmüştü.

Yazdığı kitaplar ise, HEP DEP VE DEVLET, Parlamentodan 9. Koğuş’a, Şiro’nun Ateşi, Nazo, Ateşte Yıkanmak, Tarihin Çarmıhında Güneş Ülkesi, Köpekler Manifestosu, Keşke, Hendekteki Gelincik, Mehmet Tunç ve Békes(kitap yasaklandı ve yazara onsekiz ay hapis cezası verildi). Değişim, Kürdistan’da Ölümsüz Aşk, Békes Büyüyor, Asrın Örnek İnsanı. Yayınlanmayı bekleyen kitapları ise: Dawo – Tanrı’nın sesi(Tarihin ilk Malakan romanıdır). Ömürden Bir Gün Daha Geçip Gitti, Yüzyıl sonraya yazılan Mektuplar.

Qazi Muhammed müzesi ve kütüphanesi

Dünya da bu isimle kurulmuş başka bir eser yoktur. Onun için bu bir ilktir. Köyümüzde kurmakta olduğumuz Qazi Muhammed müzesi (Mahabad – 31 Mart 1947) ve kütüphanesi tarihte bir ilk olacaktır. Böylece köyümüz bir ilki gerçekleştirmiş olarak tarihe geçecektir. Bunun gibi başka ilklere de imza attık. 14.08.1993’te Digor katliamının yapıldığı yerde ağaç dikerek bir açık hava ‘’ROJA REŞ’’ müzesi kurduk. Nasıl ki, Kudüs’te bir Mescid-i Aksa’dan geriye kalan Ağlama duvarı her yıl dünya Yahudilerini nasıl ki, ortak ulusal bir ruhta buluşturuyorsa, bu müze de katliamın her yıl dönümünde dört bir taraftan gelen halkın ortak ulusal bir ruhta buluştuğu bir anıt olacaktı. Devlet beklendiği gibi bundan rahatsız oldu. Karanlık bir gecede Mihraklar gelip, ağaçları söktüler. Bizler de tekrar dikdik. Ancak yerinden sökülen ağaçlar ne yazık ki kurudu. Böylece bu proje sabote edildi. Aynı şekilde bir de Ana Dil Eğimitimi kampanyası başlattık. Bu bir sivil itaatsizlikti. Kampanyaya göre her köyde ve her sokakta çocukara bir evde Ana Dil eğitimi verilecekti. Kampanya yaygınlaştığında devletin Kürt – Türk ayırmadan bütün çocukların beyinlerini zehirleyen ırkçı, ezberci eğitim sistemi bir çok yerde çökecekti. Devlet, eğitimdeki bu kopuşu ve kargaşayı göze alamayacak ve ırkçılıktan arınmış Anadildeki eğitimi kabul etmek zorunda kalacaktı. Ben amatörce de olsa, köyümüzdeki evimizde Anadilleri olan kürtçeyle çocuklara ders vermeye çalıştım. Ne yazık ki bu kampanyayı yaygınlaştıramadık. Köyümüzle sınırlı kaldı. Hayal ettiği hedeflere ulaşamasa da ilklere imza atan köyümüz, kendisiyle ne kadar gurur duysa hakkıdır diyor.

Mahmut Alınak bir söyleşisinde de kendisini şöyle ifade ediyor,’’Ben Serhat- Digor’un Mewre köyündenim. Burası benim Anayurdum, cennetim. İsteseydim Türkiye’nin metropol bir şehrinde veya deniz kenarındaki bir kasabasında pekala yaşayabilirdim ama, bu vatanıma vefasızlık olurdu. Çünkü hayatımı bu topraklara borçluyum. Burada açtım gözlerimi dünyaya; burada hayat buldu köklerim. İlk filizini burda verdi yaşam ağacım. Kanımın ve ruhumun her zerresi buranın suyu, havası ve silinmez hatıralarıyla nakışlandı. Anaya olan borç nasıl ki ödenemezse, yurda olan borç da ödenemez. Bu borç ancak yurdun toprağına ve toplum yaşamına hizmet edilerek ödenebilir. Bir vatan ancak üstündeki yaşayanlarla can bulur ve tarihteki bu güzel yolculuğuna devam eder. Yoksa sahipsiz bir harabeye döner. Vatan Anadır, Babadır, Şereftir. Ben, işte bu duygular ve omuzlarımdaki bu borçla döndüm köyümüze. Köylülerimle kolları sıvadık ve bir bayram havası içinde önce her evin kapısına birer ceviz ağacı ardından da, bahçelerimize de çeşit çeşit meyve ağaçları diktik. Bahçelerimizde kuşlar gibi cıvıldaşarak, avuç avuç meyve toplayan köyümün çocuklarını seyretmek herhalde dünyanın en büyük zenginliğidir.

Esaret Zincirlerini kırmakla bugünlerde büyük bir sivil itaatsizlik eylemi sürdüren sayın Mahmut Alınak’ın hedeflerine ulaşmasını, bu konuda örnek alınmasını ve kamuoyunun da bu konuda duyarlı davranacağını temenni ediyorum.


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 30.10.2024

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑