Otlu: İktidar ortakları gerçek bir ekonomik mali vahşet politikası güdüyor 🎥 ►
DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu: “İktidar ortakları gerçek bir ekonomik mali vahşet politikası güdüyor”
Avrupa Demokrat Haber Merkezi
DEM Parti İstanbul Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Çiçek Otlu’nun, dün TBMM Genel Kurul’da yaptığı konuşma şöyle:
Sayın milletvekilleri, bugün, burada, gerçekte sayfalar dolusu tez konusu olabilecek bir mali politika hakkında kısa değerlendirmeler yapmak durumunda kalıyoruz. Oysa, bu mevcut iktidarın izlediği mali ekonomik politika söz konusu olduğunda, bu alanda teorik üretimde bulunmuş burjuva iktisatçılar bile işin içinden çıkamaz hâlde kalırlardı. Bunlar arasında, özellikle Hitler Almanyasından kaçarak Türkiye’ye gelip uzun yıllar kamu maliyesi alanında akademik faaliyetlerde bulunmuş Fritz Neumark’ın başta geleceğini söyleyebilirim. Eğer yaşasaydı, Erdoğan’ın Türkiyesinden de kaçarak hangi ülkeye giderdi bilemiyoruz. Sorunun özü, basitçe şudur: Toplumsal ihtiyaçlar için gelirlerin bulunması ve bunun iş bölümü, mesele bu. Peki, bütçe, borçlanma ve kamu maliyesi söz konusu olduğunda iktidarın ekonomik davranışı nasıldır? Bunun yanıtı çok basit: Saray iktidarı kamu maliyesi, devlet harcamaları ve halkın ihtiyaçları söz konusu olduğunda “Geçenden 5 akçe, geçmeyenden 10 akçe.” hesabı güden Deli Dumrul politikası uygulamaktadır. İktidar tersine Robin Hood’dur; yoksuldan alıp zengine vermek iktidarın amentüsüdür.
Sayın milletvekilleri, bir ülkede sömürünün düzeyini kadar büyükse orada ceberut, zorba bir iktidar var demektir. Hukuk, teorik olarak modern demokrasilerde devlet, siyasi iktidar ve toplumsal ihtiyaç arasında dengeyi sağlar, ne var ki Türkiye’de demokrasi kâğıt üzerinde kalmış, hukuk da siyasi iktidarın keyfî uygulaması şekline gelmektedir, toplumsal ihtiyaçları karşılaması ise imkansızdır. Ortada devlet, sermaye sınıfı ve iktidar yararına tam toplumsal bir soygun vardır. Soygunun boyutları ise muazzamdır, soygunun büyüklüğü rejimin gaddar karakterini ele verir. Soygunun devasa boyutunu ve toplumsal karakterini anlamak için toplanan vergilerin oranı ile bunun karşılığında yapıldığı iddia edilen kamusal hizmetlerin düzeyine bakmak yeterlidir. Saray iktidarı ne zaman kamu yararına bir hizmet yaptığını söylemişse orada milyonlarca işçi ve emekçinin sırtına yıkılmış müthiş bir borç yükü vardır. Geçmediğimiz köprüden, kullanmadığımız havaalanından, gitmediğimiz yoldan, almadığımız hizmetten büyük vergiler alınmakta.
Sayın milletvekilleri, bütçe mali bir olaydır ve bunun tek bir içeriği vardır, o da toplumsal ihtiyaçların devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından karşılanmasıdır. Peki, Türkiye’de bütçenin rolü bu mudur? Elbette hayır. Türkiye’de ister halktan toplanan vergilerle olsun ister dış borçlanma yoluyla olsun, oluşturulan bütçe yalnızca dar bir kesimin talebini gözetir, bu dar kesim şu üçlüden ibarettir…
Devletin harcamaları, saray iktidarının harcamaları, AKP iktidarından nemalanan sermaye sınıfının yani patronların harcamaları. İşçiler, köylüler, küçük esnaf, emekçi memurlar, işsizler, kadınlar, gençler, emekliler, bu gelir gider dengesinde, kamu maliyesi içinde ancak son kuruşuna kadar soyulması gereken, egemenler için bir gelir unsurudur. Bu düzende emekçi halkın gideri yoktur. Buna biz vahşi kapitalizm diyoruz. İktidar ortakları gerçek bir ekonomik mali vahşet politikası güdüyor. Bakınız, bunun son örneği, özellikle maaş alamadıkları, kölelik koşullarında çalıştıkları, haklarını ararken haksız yere kapı önüne konuldukları için direnen işçilerdir. Ortada sermaye sınıfının iktidar desteğiyle sürdürdüğü büyük soygun nedeniyle bu işçiler direniyor. Aliağa Temel Cunta işçileri, Antep Başpınar işçileri, Gebze Kaynak Tekniği işçileri ve işçi sınıfının yanındayız ve halkın çıkarları için bu önergeyi kabul ediyoruz.