Sosyalist yazar Hüseyin Yeter’in katılımıyla Zürih’te “süreç” paneli
İsviçre’nin Zürih kentinde 1 Mayıs etkinlikleri kapsamında bir panel düzenlendi. Öcalan’ın “Barış ve demokratik toplum” çağrısının hedef ve amaçları; İmamoğlu’nun tutuklanması üzerine gelişen halk ve gençlik isyanı konulu panele Marksist Teori yazarı Hüseyin Yeter katıldı.
Panele, Mayıs şehitleri, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, dörtler ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder şahsında yapılan saygı duruşuyla başlandı.
İki bölümden oluşan panelde faşist Türk devletini İmralı’ya götüren iç ve dış sebeplerin olduğunu ifade eden Yeter, “Faşist Türk devleti Rojava’da gelişen devrimi boğamadı, içerde DEM partiye yönelik saldırılar ve kayyum atamaları ile tasfiye etmeyi başaramadı. Kürt sorunu Lozan’dan bu yana ezme ve yok etme planları tutmadı. 50 yıldır devam eden bu savaşta bir yenişememe durumu ortaya çıktı.” dedi.
YETER: ÖCALAN’IN PKK’NİN FESHİ VE SİLAHLARI BIRAKMA ÇAĞRISI TASFİYECİ VE REFORMİSTTİR
27 Şubat’ta yapılan PKK’nin feshi ve silahları bırakma çağrısını tasfiyeci ve reformist olarak nitelendiren Yeter, çağrıyı çağın manifestosu olarak adlandırılmasının gerçeği ifade etmediğini sözlerine ekledi.
Yeter sözlerini şöyle devam etti:
“Emperyalistler, Dünyadaki devrim ocaklarını bitirme, tasfiye etme amaçları kapsamında başta PKK olmak üzere, Dünyada Filipinler, Nepal, İRA, ETA vb. örgütler ve Türkiye Kürdistanı’ndaki bazı silahlı örgütler Emperyalisler ve Türk devletinin hedefi haline geldi.
“Bu çağrıyla PKK kendi geleceğini kendileri karar verecektir ancak bunu teori ve ilke düzeyinde ortaya koymaları doğru değildir. Çağrı metninde eleştirilecek noktalardan birinin çağrıda yer alan “PKK, Reel sosyalizm sürecindeki soğuk savaş gerilimi ve reel sosyalizmin çöküşü sürecinde doğdu. Ve bu süreçten olumsuz etkilendi. PKK gelinen aşamada kendini tekrar etti ve anlamsızlaştı.’ gibi tespitlerin doğru olmadığı, tasfiyeci bir bakış açısını yansıttığını yine metinde geçen ‘Türk Kürt ittifakının’ ezen ezilen ulus gerçekliğine uymadığını” belirtti.
Yeter “Silahlı mücadele dönemi bitmiştir.” analizinin ise; yapılan açıklamanın hemen sonrasındaki günlerde Suriye’de Nusayri Alevilerine dönük katliamda ve Dürzilerin özerklik ilanında Silahlı mücadelenin son derece ihtiyaç duyulan bir araç olması gerçekliğiyle çürütülmüş olduğunu belirtti. Rojava devrimindeki silahlı mücadelenin rolünü de tarihsel, ispatlanmış bir süreç olarak örnek gösterdi.
YETER: “DEMOKRATİK TOPLUM” VE “DEMOKRATİK UZLAŞI” KAVRAMLARI GERÇEKÇİ DEĞİL
Yeter “demokratik toplum” ve “demokratik uzlaşı” gibi kavramların bugünkü kapitalist toplumda gerçekçi olmadığını ancak bunun sosyalist bir toplumda mümkün olabileceğine değindi. Yeter İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan protestoların halk ayaklanmasına dönüştüğünü ancak gezi ayaklanmasında devrimci, ilerici ve sosyalistlerin süreci yönlendirdiğini ve renklerinin baskın olduğunu ancak bu halk ayaklanmasında devrimci ve sosyalistlerin süreci yönetmede âtıl kaldığını ifade etti. Kürt halkının Nevroz kutlamalarıyla bu güçlü halk ve gençlik hareketinin birleşememesinin ciddi bir eksiklik olduğuna vurgu yaptı.
Atılım İsviçre