Stuttgart’ta güncel siyasal durum paneli
Almanya’nın Stuttgart kentinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın PKK’ye çağrısı üzerinden gelişen süreç ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yapılan gözaltı saldırısı ve belediye yetkililerine dönük operasyonların ardından gelişen Halk ve Gençlik Ayaklanması üzerine bir panel gerçekleştirildi.
Panelist olarak Marksist Teori yazarı Hüseyin Yeter’in katıldığı etkinliğe dost kurumlardan Die Linke ile ADGB bileşenlerinden ADHK, ATİK ve SYKP katıldı.
Panelde sunumu yapan Yeter, konuşmasında ilk olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı metninde yer alan eleştirilecek tespit ve analizlere yer verdi. Çağrıda geçen “PKK, Reel Sosyalizm sürecindeki Soğuk savaş gerilimi ve Reel Sosyalizmin çöküşü sürecinde doğdu ve bu süreçten olumsuz etkilendi, PKK gelinen aşamada aşırı derecede kendini tekrar etti ve anlamsızlaştı ” gibi tespitlerin doğru olmadığı, tasfiyeci bir bakış açısını yansıttığını, yine metinde geçen “Türk – Kürt ittifakının” Ezen Ezilen Ulus gerçekliğine uymadığını belirtti.
Yeter, “Silahlı Mücadele dönemi bitmiştir” analizinin ise; yapılan açıklamanın hemen sonrasındaki günlerde Suriye’de Nusayri Alevilerine dönük katliamda ve Dürzilerin özerklik ilanında silahlı mücadelenin son derece ihtiyaç duyulan bir araç olması gerçekliği ile çürütülmüş olduğu belirtti. Rojava Devrimi’ndeki silahlı mücadelenin rolünü de tarihsel, ispatlanmış bir süreç olarak örnek gösterdi.
Yeter, diğer taraftan da Demokratik Toplum ve Demokratik Uzlaşı gibi kavramların bugünkü kapitalist toplumda gerçekçi olmadığını ancak bunun Sosyalist bir toplumda mümkün olabileceğine değindi.
Yeter, Halk Ayaklanmasının gerçekleştiği günlerde bir milyon insanın bir yerde, iki milyon insanın bir yerde hükümete karşı durması, aynı gün ve saatlerde iki ayrı mitingin gerçekleşmesi bakımından olumlu olmakla birlikte Kürt Halkının Newroz kutlamalarıyla bu güçlü Halk ve Gençlik Hareketi’nin birleşmemesinin de ciddi bir eksiklik olduğuna vurgu yaptı.
HALK AYAKLANMASI KÜRT HALKININ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ İLE BİRLEŞMELİDİR!
Yeter, “Sosyalistlerin görevi; Halk Ayaklanmasını Kürt halkının özgürlük mücadelesi ile birleştirmektir” diyerek sunumunu sonlandırdı.
Daha sonra kurumlara söz verildi. ATİK ve ADHK Temsilcileri çağrı metnini eleştirdi. Kurum temsilcileri, Tam anlamıyla tasfiyeci ve teslimiyetçi bir çizgi hakimdi demesek de bu metin üzerinden bu yönde adım atıldığında tasfiyecilik tehlikesinin mümkün olabileceği üzerine değerlendirmelerde bulundular. Sürece müdahale vurgusu yapılarak “yanlış yönelimlere karşı ideolojik politik mücadele yürütülmesi gerekir” denildi.
Ardından katılımcılar da Halk Ayaklanması sürecinde yeni genç kuşakların ideolojik politik eğitimi ve onları etkileme bakımından Devrimci Hareketin zayıf kaldığı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kürt Sorununun Barışçıl çözümüne ilişkin de ideolojik politik mücadele göreviyle birlikte ulusal demokratik taleplerin alanlarda bayraklaştırılarak güçlendirilebiliceği, sürecin hem büyük olanaklara sahip olduğu hem de büyük risklere gebe olduğu, tasfiyecilik saldırısının ve faşist devlet terörünün önümüzdeki süreçte artarak süreceği, emekçi sol hareket eksenli birleşik mücadelenin örgütlenmesi ve pratikleştirilmesinin önemi gibi hususlar vurgulandı.
Panel, soruların yanıtlanması ardından sona erdi.
Atılım Stuttgart