Ulm’da “Siyasi Darbeye Karşı Birlik Mitingi” gerçekleştirildi
Almanya’nın bir çok kentinde olduğu gibi Ulm’da da gerçekleştirilen gösteride, demokrasi talebi ön plandaydı. Ulm’da eylemin sonuna doğru atılan bir slogan, tadı kaçırmış olsa da “birliği” bozamadı. -FOTO GALERİLİ-
Avrupa Demokrat (Ulm)
Dün kısa olarak ön haberini verdiğimiz haberde, bugün ağırlıklı olarak katılımcılara ve konuşmacılara yer vereceğiz. İçinde ADHK, AGİF, ATİF, DİDF, Sol Parti (TR), AKM-Cemevi, CHP, HDB gibi kurumların yer aldığı Ulm – Faşizme Karşı Birlik” adlı yeni bir oluşum tarafından gerçekleştirilen “Siyasi Darbeye Karşı Birlik” mottosuyla Ulm şehir merkezinde yapıldı.
Cemal Bozoğlu
Bir çok kentte olduğu gibi, Ulm’da da çok sayıda kurumun bir araya gelerek oluşturduğu “Ulm – Faşizme Karşı Birlik” tarafından oluşturulan girişimce gerçekleştirilen Şehir merkezindeki eylem, olgun bir havada geçti. Münsterplatz meydanındaki gösteriye 300’ün üzerinde kişi katılırken, renkli görüntüler de oluştu.
Alman partilerinden bayrağı ve kitlesiyle sadece MLPD gösteride yerine alırken, Bavyera Eyalet Milletvekili Cemal Bozoğlu ve Ulm Şehir Meclisi Üyesi Banu Cengiz Öner de bir konuşma yaptı. Yine, birlik adına yapılan genel bir konulmanın yanı sıra birliği oluşturan tüm kurum temsilcileri de birer konuşma yapıldı. Konuşmalar ağırlıklı Almanca yapılırken, Türkçe konuşma yapanlar da vardı. Konuşmacılar, ağırlıklı olarak meselenin sadece İmamoğlu olmadığı, genel olarak demokrasi sorunu olduğunun altını çizdiler.
Mitingde İlk konuşma birlik adına yapıldı ve kısaca şunlar söylendi: “Bugün burada, Türkiye’yi demokrasiden, hukuktan, adaletten uzaklaştıran bu karanlık rejime karşı sesimizi yükseltmek için bir araya geldik. Demokrasinin sadece seçim olmadığını unutmayalım; Bir ülkenin geleceği, halkın iradesinin göz ardı edilmediği, hukukun üstün geldiği bir sistemde şekillenir. Ama bugün Türkiye’de halkın iradesi, özgürlükleri, temel hakları ağır bir saldırı altındadır”
Daha sonra konuşmacılardan Cemal Bozoğlu “Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşması için halktan halka dayanışma örgütlememiz gerekiyor” derken, Banu Cengiz Öner “Demokratik olanakları kullanarak, özgürlük söylemleriyle iktidara gelenler, ilk günden itibaren son derece sistematik bir biçimde adım adım karanlığın, korkunun imparatorluğunu kurdular” dedi. AKM Ulm Başkanı Şirin Eral-Ok “Faşizm bir arada yaşamanın düşmanıdır ve ona her şeyimizle karşı koymalıyız” açıklamasında bulunurken, DİDF adına yapılan konuşmada “Türkiye‘de hükümetin halk iradesine karşı darbe girişimini kınıyoruz! Ekrem İmamoğlu ve tüm gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılsın!” dendi.
AGİF temsilcisi, katılanları selamlayarak başladığı konuşmasında faşişt şefe karşı direnişin ve mücadelenin önemli olduğunu, birleşik mücadelenin önemine vurgu yaparak, mücadelede tutsak olan HDP eski eş genel başkanı Figen Yüksekdağ şahsında tüm politik tutsaklara selam gönderdi.
Sol Parti (TR) adına konuşan temsilci “20 yıl önce Afganistan, İran ve Suriye’nin bugün geldiği durum ortada. Dünya güçlerinin ellerindeki güç de ortada. Bu yüzden ülkemizde özgürlükçü ve demokratik laik cumhuriyeti kazanmalıyız. Hep birlikte başaracağız!” dedi.
ATİF bünyesinde faaliyet yürüten Tohum Kültür Merkezi adına yapılan konuşmada da “Türkiye’de işçi sınıfına, Kürt halkına ve Alevi toplumuna sistematik baskılar uygulanmakta ve bu baskılar milliyetçi ve dini söylemlerle meşrulaştırılmaktadır” dendi.
HDB adına konuşan temsilci “Tarihi Münster önünde başlayan bu başkaldırı, sağ oteriter rejimlerin hüküm sürdüğü diğer Avrupa ülkelerinin başkentlerine, Belgrad’a, Budapeşte’ye, Bükreş’e oradan Edirne’ye, İstanbul’a, Diyarbakır’a, Urfa’ya yayılacak. Tâki bu meydanları dolduran hepimiz: biz yüreğimizde, vicdanımızda artık özgürüz dediğimiz güne kadar, bu meydanları boş bırakmayacağız” dedi.
MLPD temsilcisi bir sosyalistin yaptığı konuşmanın özeti şöyleydi: “Türkiye’deki bu demokratik, anti-fasist gelişme büyük önem taşıyor. Uluslararası hareket bundan çok şey öğrenebilir. Giderek daha fazla ülkede faşist hükümetler kuruluyor…”
Müzik ve marşların çalındığı alanda, sloganlar da atılırken, birlik adına açılan ana pankartta Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ da olmak üzere çok sayıda “Erdoğan mağdurunun” fotoğrafı yer aldı. Partizan bayrağı gibi çok sayıda sosyalist kurumun bayrakları alanı doldururken, Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle gelenler de vardı.
Antalya’da, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması protesto edilirken, grup içerisinde, Pokemon çizgi filminin meşhur karakteri ‘Pikachu’ kostümlü kişi büyük dikkat çekmiş ve görüntüler sosyal medyada tıklanma rekoru kırmıştı. Ulm’daki mitinge de bir gösterici, Antalya’dakinin mini maketiyle de olsa gelmesi, ilgi odağı olmasını da beraberinde getirdi..
Uzaktan renkli görüntünün oluştuğu ve çok sayıda pankart, bayrak ve dövizin de taşındığı miting, gelip soran Türkiyelilerin dışında, yol kenarına uzaklığı nedeniyle oradan geçenlerce ne olduğu pek anlaşılamadı.
“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı
Eylemin sonuna doğru bir grup tarafından atılan ve CHP ve HDB’li olduğu gözlemlenen bir-iki görevlinin de eşlik ettiği “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı devrimci-sosyalist kişilerce eylemin içeriğine uygun bulunmadı. Neyse ki, eylemin sonuna denk gelmesi, karşı sloganların atılmasına imkan vermedi ve genel olarak sosyalist-devrimcilerin ağırlıklı olduğu göstericiler provoke olmadı. Bu sloganın gösterinin başından itibaren atılmaması, olası büyük gerginliği yaratmadı.
Slogan, sayıları az da olsa, bir grup faşist İYİ Partili ve Zafer Partili grubun bulunduğu tarafdan geldi. Bazı, HDB ve CHP’liler de eşlik etti. CHP’li görevli ise sorumuz üzerine “Sorun sloganda değil. Göstericiler de rahatsız olmadı, sizin dışınızda” gibi garip söylemde bulundu.
Bu militarist, darbeci ve ırkçı slogan hakkında, miting sonrası görüştüğümüz bazı eylemcilerin bir kısmı “Ne var bunda gayet normal” derken, çoğunluğu “Biz bu tür sloganların atılmayacağı bilgisine sahiptik” açıklamasında bulundu. Sosyalist-devrimci bir kurumdan da konuyu toplantıda konuşacağız açıklaması geldi.
Mitingde, Kürdistanlı yurtsever kesimin bulunmaması üzerine, nedenini sorduğumuzda “Toplantılara çağrılmadık. İletmemize rağmen çağrılmadık. Newroz yoğunluğumuz vardı ama yine de katılırdık” açıklaması yapıldı.
Avrupa Demokrat’ın notu: Genel olarak etkinlik ve “slogan” sorunuyla ilgili olarak, kurumlardan açıklama gelirse olduğu gibi yer vereceğiz…