Sergi: Ütopya, Direniş ve Köylüler Savaşı
Savaşın cereyan ettiği topraklar kan gölüne döndü. Ancak, insanlığın özgürlük, adalet, eşitlik özlemi hala güncelliğini koruyor. Ulm yakınlarındaki Bad Schussenried’de açılan sergi 5 Ekim’e kadar açık.

Ali ÇARMAN (Bad Schussenreid)
‘’Ölümsüzlüğe inanmak için insanın burada, bu dünyada ölümsüz bir hayat yaşamış olması gerekir’’ Tolstoy
Alman tarihinin en büyük sosyal olay/çatışmalarından olan Köylüler Savaşı’nın en yoğun geçtiği bölgeler arasında güney Almanya’nın; Böblingen, Würzburg, Konstanz, Heilbronn, Nürnberg, Schondorf, Beutelsbach, Memningen, Algau ve birçok yerleşim yeri var. Yanı sıra orta Almanya ve Thüringen aynı şekilde çatışmaların olduğu bölgelerdir.
Ayrıca belirtmekte yarar var köylüler sadece Almanya’da değil, Fransa, İngiltere, Avusturya’nın birçok bölgesinde benzer şekilde Orta Çağ karanlığını yarma girişimlerinde bulundu. Her ne kadar köylüler savaşı olarak biliniyor olsa da asıl olarak köleliğe karşı gerçekleştirilmiş ayaklanmalar olarak görülebilir.
Bunun için de güney Almanya’da Köylüler Savaşı’nın 500. Yılı konulu etkinlikler yoğun olarak 2026 ortalarına kadar devam edecek. Sergi ise 5 Ekim tarihine kadar açık kalacak.
Geçtiğimiz günlerde Ulm yakınındaki Bad Schusserried kasabasında açılmış olan sergiyi görmeye gittik. Avrupa’nın Enerji ve İklim Koruma Birliği tarafında Altın Enerji ödülü verilmiş, nüfusu 9 bin olan Bad Schussenried’in girişinden itibaren her yerde sokakta, esnafların camekanlarında, koca panolarda, ne yana bakılırsa bakılsın Köylüler Savaşı sergisinin ilanlarını görmek mümkün.
Dönemin yazışmaları, kullanılan silahlar, egemenlerin giyim kuşamları, zevk içinde geçen hayatları ve sıradan insanların, yoksul köylülerin ütopyaları ve girişmiş oldukları direniş bütün boyutlarıyla farklı biçimlerde sergilenmekte.
Oldukça zengin olan sergide köy topluluğunun eşit üyeleri olarak yoksul kadınların rolü ve kardeşlik konuları, el yazmaları, savaşın yoğun geçtiği alanlar, kiliselerin rolü, her iki tarafın sahip olduğu askeri güç, silahlar görülmeye değer bir. Şövalyelerin zırhı, köylülerin birliğine temel olan 12 madde, propaganda materyalleri, kiliselerin rolü, dünyaca tanınmış ressam Albrecht Dürer’ in köylü çizimleri, köylülerin cesaretlerini gösteren objeler ile önemli bir çalışma.
Beylerin dünyasında, adalet arayışı içinde olan köylülerin burnunu kesme, parmaklarını koparma, kulaklarını kesme, çark işkencesiyle öldürme, çarmığa germe sıradan olaylar haline gelmiş. Böylesi koşullarda 500 yıl önce insanların kulağına özgürlüğü ve kardeşliği fısıldamak, kendi ütopyaları için düzenli ordulara karşı büyük bir cesaretle mücadele etmek, ölümü göze alarak savaşmak büyük bir öneme sahip.
Köylülerin egemenler tarafında sömürülmesi her geçen gün artmaktaydı. Türlü türlü bahanelerle vergiler ile köylülere yaşam zehir edildi. Din adamları aynı şekilde olup bitene seyirci kalmaktaydı. Feodalite çoktan çözülmeye başlamıştı. Yıllara yayılmış köylü savaşlarının önderleri başta olmak üzere yüz bin kadar köylü sömürücü egemenlerce katledildi. Savaşın cereyan ettiği topraklar kan gölüne döndü. Ancak, insanlığın özgürlük, adalet, eşitlik özlemi hala güncelliğini koruyor.
Feodalizme karşı savaş ve köylüler arasında filizlenen devrimci fikirler; eksiklerini aşarak, yanlışlarından arınarak, kendini geliştirerek orak-çekiç olarak sınıf mücadelesine yön vermeye çalıştı.
Sergiyi gezmenin ardından insanda oluşan kanı, sınıflar mücadelesinin farklı biçimler ve boyutlarda devam etmesiyle birlikte insanın kendini değiştirmesinin, koşulları değiştirmesiyle eş zamanlı olduğu şeklinde.