Wedding Barikatları ve Kanlı 1 Mayıs | Ali Çarman
Paris Komünü, Ekim Devrimi yalnızca gerçekleştikleri ülkelerde değil bütün dünya genelinde başta işçi sınıfı olmak üzere sosyalizme inanmışlar için birer dönüm noktası, çıkarılması gerekli derslerle dolu günler-yıllar olarak anılmaya devam edilmekte.
Aynı şekilde, aynı düzeyde olmasa da Alman Proletaryasının ve Komünistlerinin tarihi de bir o kadar önem arz etmektedir. Zira, umutlar- gözler ve pratik Almanya’da kabına sığmayan işçi sınıfı hareketinin üzerindedir.

Kitap ve belgelerde öğreniyoruz ki, sınıf mücadelesi tarihinin belirli dönemleri günümüzde neredeyse birebir uymakta. Buna en basit bir örnek geçtiğimiz günlerde elime geçen ve bir içimlik su misali kendini okutan WEDDING BARİKATLARI kitabıdır.
Kitabı kaleme alan gazeteci/yazar Kalus Neukrantz 27 Mayıs 1897 doğumlu olup orta halli bir ailenin çocuğudur. Genç yaşta asker olarak birinci dünya savaşında 4 yılda fazla bir zaman yer alır. Savaş sonrası 1919 yılında Komünist fikirlerle tanışır ve Berlin’e ailesinin yanına döndüğünde arası açılır ve kendini işçi sınıfı davasına verir.
Faşizm döneminde Mart 1933 de tutuklanarak toplama kampına gönderildi. Ağır işkenceler ve kötü yaşam koşullarında hastalanır ve naziler tarafında 1941’de hastanenin psikiyatri bölümüne yatırılır. Ne acı ki, bundan sonrası hakkında kayıtlara geçmiş bir bilgi yok. Onun için ölüm tarihi 1941 olarak yazılır.
1929 genel bunalımı ve sonuçları
Gerek birinci dünya savaşı yılları gerekse de 1918 sonrası Almanya’nın birçok şehrinde işçi sınıfı Komünistlerin öncülüğünde dişe diş bir mücadele vermekte. Tam da bu yıllarda bütün dünyayı sarmalayan, ağır sonuçlar doğuran 1929 ekonomik bunalımı başlamıştır. İşsizlik ve enflasyon had safhalarda büyümekte. Naziler iktidara geldikleri andan itibaren işçi hareketini, komünistleri, yahudileri ve bütün muhalifleri yok etmek üzere harekete geçti.
Berlin’de 1 Mayıs yasaklanması
Wedding Barikatları’nı okuduğunuzda işçi hareketinin yasaklara karşı sokak sokak mücadele ettiğinizi göreceksiniz. Kitap her ne kadar roman kurgusu ve akıcı bir dil ile yazılmış olsa da tamamen gerçek hayatın içinde olup bitenleri anlatmakta. Bir başka deyişle Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü 1 Mayıs’ın romanıdır demek daha doğru olur.
Sosyal Demokrat SPD’li Berlin Emniyet Müdürü Karl Zörgiebel ‘Komünistler saldırıda bulunacak’ bahanesiyle her türlü açık hava toplantısı ve yürüyüşlerini yasakladı. KPD bunun üzerine yoğun bir propaganda ve ajitasyon başlatır. Semt semt, sokak sokak toplantılar yapılarak SPD’nin kaypak ve saldırgan politikaları teşhir edilir. Kitaptan kısa bir alıntı; ‘Savaş sonrası olan bitenlerin tümüne baktığımızda kapitalistler her önemli dönüm noktasında ‘huzur ve düzeni’ tekrar sağlama ve işçilerin kazandıkları az sayıdaki önemli kazanımlarını ekonomik ve sosyal alanda geri alma işini hep SPD’ye yüklediler. Alman sermayesi için Friedrich Ebert’in, 8 saatlik iş gününü fiilen ortadan kaldıran yetki kanununa bakmak yeterlidir. Alman sermayesi için Ebert, savaş öncesi bütün imparatorların yaptığından fazlasını yaptı: Varlıklarını kurtardı!’
Parti (KPD) organlarında 1 Mayıs nasıl kutlanmalı konusunda tartışmalar vardır. Ancak büyük çoğunluk yasağa rağmen 1 Mayıs’ın anlamına uygun barışçıl bir şekilde kutlanması kararını alır. Bu arada SPD’nin gazetesi Vorwarts gazetesi 1 Mayıs ve KPD aleyhine yazılar yayınlamaya devam eder. Bir nevi polis ile, yasakçı zihniyet ile aynı çizgide birleşirler.
Hep bir ağızdan okunan Enternasyonal
Bayram günü yaklaştıkça olabileceklerden endişelenenler, bazı iyi niyetli SPD’liler emniyet müdürüne başvurup 1 Mayıs yasağını kaldırmasını rica etme planları. Nede olsa emniyet müdürü yoldaşları SPD’li idi.

İnşaat işçilerinin oluşturduğu bir deledasyon aynı şekilde ‘Bergmann& Co şirketinin işçileri delegasyonu olarak geldik ve işçiler adına 1 Mayıs’taki yürüyüş yasağını ve Berlin emniyet müdürünün ateş etme ilanını protesto ediyoruz’ demeleri de dikkate alınmaz.
Komünistler ise en ince ayrıntısına kadar 1 Mayıs’a hazırlandılar. Ve gün gelip çattığında işçi semti Wedding tam bir sessizlik içinde. İlk buluşma yeri hınca hınç işçi ile dolup taştı. Sokağın bir çok noktasına asılan pankartlar; Kahrolsun Yürüyüş Yasağı, 1 Mayısta Sokaklar Özgür, Kızıl Cephe diye yazıyordu. Bazı evlerin duvarına KPD nin yayın organı Kızıl Bayrak gazetesinin kapağı yapıştırılmıştır. Saat tam 10 da ‘Safları sıklaştırın, ileri, Marş! Çağrısı ile yürüyüş başladı. Ve onbinler hep birlikte ‘Uyan artık, uykudan uyan, uyan esirler dünyası’ sesleriyle kol kola yürüdüler.
Bir kadın işçinin polis haykırışı orta yerde çınlayıp durdu. Bir yanda savunmasız binler. Diğer yanda tam teçhizatlı binlerce polis ve kurşun sesleri.
İşçiler barikatlar kurarak kendilerini savunmaya çalışırlar. 1 Mayıs’ta başlayıp 3 Mayıs’a kadar devam polis saldırılarında 7 si kadın olmak üzere 33 kişi polis tarafında katledilir.
Tıpkı 1 Mayıs gibi kitabı da yasaklandı
1929 Mayıs günlerinde Berlin’de polisin vurduğu 33 kişinin hafızlara kazınmış devrimci mücadelelerinin anısına kaleme alınmış kitap yayınlandıktan hemen sonra yasaklandı. Wedding Barikatları, evet bir roman. Ancak yazılanlara konu olan toplumsal karşı koyuşlar olmasaydı böylesine anlamlı ve güzel bir eser de ortaya çıkmazdı.
Wedding Barikatları romanı, işçi mücadelesinin en ön saflarında yer almış, boş zamanlarını değil yaşamını bütünüyle sosyalizm davasına adamış bir komünist tarafında kaleme alınmış. Okumaya başladığınızda bitirmeden elinizde bırakmak istemezsiniz…
Ali Çarman – 23.04.2025