Yüreğini ferah tut Yaşar Yoldaş | Mustafa Kemal Kaçaroğlu
Kurtuluş hareketinin ilk yıllarda Çiçekçi ve üniversite gençlik mücadelesinden başlayarak İstanbul’un değişik bölgelerinde işçi ve emekçi kesimlere yayılan örgütlenmesinde bu genç militan yoldaşların özel bir yeri vardır…
Proletarya mücadelesinden bir yıldız daha kaydı. Kurtuluş hareketinin yiğit savaşçılarından Yaşar Çark yoldaşımızı bugün sabaha karşı yitirdik.
Onu 1976’larda Haydarpaşa lisesinde faşist harekete karşı sürdürülen kararlı bir mücadelenin öncülerinden birisi olarak, genç bir liseli olarak tanıdım.
Faşist hareketin dışardan desteğine karşı hemen hemen her gün okul çıkışlarında Çiçekçili militan genç arkadaşlar, Haydarpaşa lisesindeki devrimci arkadaşlara ‘mevcutlu’ bir biçimde dayanışma gösteriyorlardı. Kurtuluş’un İstanbul’daki ilk örgütlenme yıllarıydı. Haydarpaşa’yı faşistlerin düşürmesi bölgedeki örgütlenmemizi zaafa düşüreceğinden olayla bizzat ilgileniyor ve genç yoldaşlarla sık sık bir araya geliyordum. İşte Yaşar yoldaş lisede ve o bölgede göğsünü faşist kurşunlara siper etmiş kahramanların başında geliyordu.
Kurtuluş hareketinin ilk yıllarda Çiçekçi ve üniversite gençlik mücadelesinden başlayarak İstanbul’un değişik bölgelerinde işçi ve emekçi kesimlere yayılan örgütlenmesinde bu genç militan yoldaşların özel bir yeri vardır. İlerleyen yıllarda Yaşar bölgede değişik görevler üstlendi. Yakalanana kadar da kararlı ve örnek olacak bir biçimde antifaşist mücadelenin hep önünde oldu . 12 Eylül cunta koşullarında değişik hapishanelerde ikamet ettik. Cezaevlerindeki baskı ve zulme karşı teslim olmadan, diğer yoldaşlarla birlikte direnişlerin önünde yer alarak, onurlu duruşunu sürdürdü.
Hapisten çıktıktan sonra da Kurtuluş faaliyeti içinde hiçbir tereddüt etmeden yerini aldı. Ölümüne kadar Kurtuluşun işaret ettiği veya içinde yer aldığı siyasi mücadele pratiklerinin hep parçası oldu.
Ben, 91’de hapisten çıktıktan sonra geçmişten gelen saygı ve güvene dayalı siyasi ve daha özel arkadaşça bir dostluğu ölene kadar sürdürdük. Bu süreçte dışardan pek görülmeyen çabalarıyla Kurtuluş’un birleşik parti süreçlerinde etkin bir biçimde yer almasında katkıları azımsanmayacak kadar önemlidir.
Yakalandığı amansız hastalık ilerledikçe konuşmakta zorlandım. Telefonu her elime alışımda tekrar geri bırakıyordum. Ölümünün yaklaştığının bilincinde olan yılların devrimcisine moral açısından ne söylenebilirdi.! Annemin ölümünde arayıp başsağlığı diledi. Kendisi ölümle pençeleşirken bu ne yüce gönüllülüktü..! Sonra ben onu yılbaşında arayıp yeni yılını kutlamıştım. Son konuşmamız bu olmuştu.
Acımız büyük. O kocaman yürekli güzel gülüşlü insan yok artık aramızda. Kavgada bir eksildik. Devrim uğrunda ölen tüm yoldaşlarımız gibi, Yaşar yoldaş da kalbimizde ve mücadelemizde yaşayacak. Ne tesadüf ki, Kurtuluş hareketine damgasını vuran bir başka yoldaşımızın Zeki Erginbay’ın ölüm yıldönümünde onu uğurluyoruz. Zeki’nin cenazesinde en önde birlikte yürümüştük.
Güle güle yoldaşım. Yüreğini ferah tut yoldaş, kavgamızın bayrağı emin ellerde. Tarihi yürüyüşümüz zafere kadar sürecektir. Sizler mücadelenizle bize yol göstermeye devam edeceksiniz.
“Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan
Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam
Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar
Kayıp adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun
Unutma dostumsun sen, neredeysen orda ölmek isterim!”
Bu yazı, Mustafa Kemal Kaçaroğlu’nun, 3 Şubat 2021 tarihli facebook sayfasından alınmıştır.